Cinsel isteksizliğin Tedavisi

cinsel-isteksizligin-tedavisiCinsel tedavi uzmanları cinsel isteksizliği tedavisinde fantezilerin rolünün büyük olduğunu söylüyor. “fantezileri terapilerden çok kullanıyoruz. Kadınlara bazı ödevler veriyoruz. Örneğin hayal kurmak gibi, Beğendikleri kişiyi (kişilik olarak nefret etseler bile erotik olarak kendilerine çekici gelen kişiyi) hayal etmeleri olabilir. İnternetten erotik öykü yazmalarını öneriyorum. Bunları okuyarak hayal kurmaları, kendi bedenini keşfetmeleri, kendi bedeninden haz duymasını öğrenmeleri cinsel isteğin ilk adımıdır hatta mastürbasyon yapmalarını öneriyorum. Çünkü mastürbasyon kişinin kendi bedenini tanımasının en basit adımıdır. Toplumuzda bununla ilgili ön yargılar çok olduğu için özellikle kadınların büyük bir bölümü mastürbasyon yapmıyor dolaysıyla kendi bedenlerini keşfedemiyorlar. Böylece cinsel isteğin oluşması için yeterli altyapıyı oluşturamıyorlar. Bir diğer konu da partnerinin onu nasıl uyardığıdır. Eğer bu konuda kişilerin sorunları varsa da yol gösterici oluyoruz.”

Bazı bireyler cinsel yönden fazla arzulu olmadıklarını düşünürler. “Fazla cinsel arzu duymamak” (cinsel isteksizlik) de çoğu durumda yapısal bir özelliktir ve birey baştan beri böyledir. Bazı insanlar yapısal olarak cinselliğe daha az “düşkündürler”.

Bazen bir birey hayatının belli bir döneminde diğer dönemlerine göre daha az cinsel arzu duyduğunun farkına varabilir. Cinsel arzunun anormal bir şekilde düşük olduğunun belirleyicisi, bu arzu azalmasının kişiyi rahatsız etmesi veya kişinin eşiyle olan ilişkilerini olumsuz etkilemesidir. Bu tanımın dışında kalan “azalmış cinsel arzu” (cinsel soğukluk) anormal kabul edilmez.

Cinsel Arzuyu Etkileyen Faktörler

Kişisel özelliklerkadinlarda-cinsel-isteksizlik-ilac-8721

Bir önceki konuda belirtildiği gibi hem erkeklerin hem de kadınların cinselliğe olan ilgileri değişkendir. Bazı kadınlar diğerlerinden daha “isteksiz”, bazıları ise “çok aşırı istekli” görünebilir.
Bazı kadınların cinselliğe olan ilgileri yüksek olmasına rağmen cinsel ilişkiye olan ilgileri daha zayıf olabilir. Bu kadınlar cinsel ilişkiden daha çok yakın temasa ve dokunulmaya önem verirler. Mastürbasyon da kadınların sıklıkla uyguladığı bir cinsellik ifadesi olup kadının cinsel ilişkiye olan ilgisinden tümüyle bağımsız bir olaydır.

cinsel-isteksizlik

Yaş

Yaşlandıkça cinsellik arzusu ve cinsel ilişki sıklığı azalmakla birlikte kadınlar tüm hayatları boyunca cinselliğe olan ilgilerini ve cinsellikten aldıkları zevki sürdürürler.
Yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan anatomik değişiklikler (vajinanın kısalması, daralması, duvarlarının incelmesi, elastikiyetinin azalması, dış genital bölgeler ve klitorisin duyarlılığının azalması gibi özellikler) nedeniyle vulva ve vajina daha duyarlı hale gelir. Ek olarak vajinada ve idrar yollarında daha sık enfeksiyon ortaya çıkar. Tüm bu etkenler kadında cinsel ilişki esnasında ağrı nedeni olabilirler.
İlişki esnasında ağrı duyulması kadının cinsellikten “soğumasıyla” sonuçlanabilir. Düzenli olarak ilişkiye devam eden kadınlarda bu olumsuz değişikliklerin daha ender görüldüğü belirlenmiştir.
Cinsellikle ilgili çalışmalarıyla tanınan Masters ve Johnson yaptıkları çalışmalarda 20-50 yaş arasında kadın ve erkeklerin haftada ortalama 2-4 kez ilişkide bulunduklarını, 50 yaştan sonra bu sıklıkta hafif azalma olduğunu ancak hem erkek hem de kadında cinselliğe ilginin ömür boyu devam ettiğini göstermişlerdir.
Gençliğinde cinsel yönden diğerlerine göre daha istekli ve aktif olan kadınların menopoz döneminde de diğerlerinden daha bariz olarak aktif oldukları da diğer bir gerçektir.
Yaş asla önyargılı bir şekilde cinselliği azaltan bir etken olarak görülmemelidir. Menopoz döneminde ve hatta en ileri yaşlara kadar “kendisine bakmayı” bilen ve düzenli doktor kontrollerine giden kadın eşiyle uyumlu bir cinsel yaşamı ömür boyu sürdürebilir.

İlaç kullanımı

Çok çeşitli ilaçlar (yüksek tansiyon için kullanılan ilaçlar, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, sakinleştiriciler gibi) cinsel arzu ve diğer cinsel işlevler üzerinde olumsuz etkiler yapabilirler. Böyle durumlarda ilacın değiştirilmesi veya doz ayarlaması gerekebilir.

Hastalıklar

Jinekolojik sorunlar (gebe kalamama, düzensiz kanama gibi) veya dahili hastalıklar (tansiyon yüksekliği, nörolojik hastalık, kanser gibi) ve diğer çok sayıda hastalık cinselliği olumsuz yönde etkileyebilir. Etkili bir şekilde tedavi edildiklerinde genellikle cinsellik eski haline geri döner.

Geçirilmiş ameliyatlar

Rahimin herhangi bir nedenle ameliyatla çıkarılmış olması sonrasında geçici olarak cinsel arzuda ve diğer cinsel işlevlerde azalma olabilir. Yine rahimle beraber yumurtalıkların çıkarılmış olması östrojen hormonunun azalmasına bağlı direkt olarak veya hormon azalmasının genital dokular üzerindeki geriletici etkilerine bağlı olarak cinselliği olumsuz etkileyebilir
Rahimin alınmış olmasının cinselliği kalıcı olarak olumsuz etkilediğine dair bir bilimsel veri mevcut değildir. Yumurtalıkların alınması sonrasında östrojen hormonu takviyesi yapıldığında cinselliğin etkili bir şekilde sürdürülmesi mümkün olabilmektedir.cinsel-isteksizlik1

Gebe Kalma Korkusu

Genç bir kadın özellikle evlilik öncesi dönemde gebe kalma riskinin verdiği endişeyle cinselliğini uygun bir şekilde yaşayamayabilir. Etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmak bu endişenin ortadan kalkmasını sağlayabilir.

Cinsel yolla bulaşan hastalık edinme korkusu

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birine yakalanma korkusu özellikle çok sayıda cinsel eşi olan veya çok sayıda cinsel eşi olan bir erkekle beraber olan bir kadında yerli bir korku olmalıdır. Bu tür hastalıkların genital sistemde ve hatta tüm vücutta yaratabilecekleri muhtemel hasarları önlemek için her kadının bu hastalıklardan korunmak için gerekli önlemleri alması önemlidir.